Yazar Oğuz’un Dağıstan röportajı

Aslen Dağıstan kökenli olan Tokatlı Yazar Kemal Oğuz, Dağıstan’da yayınlanan "Tüz" ve "Yoldaş" gazetelerine röportaj verdi. Dağıstanlı Gazeteci Yusup İdrisov’a röportaj veren Yazar Oğuz yüz elli yıl kadar sonra anavatanındaki soydaşlarıyla kurulan bağlantıdan çok memnun olduğunu belirterek, gazeteye teşekkürlerini iletti.

       Esasında Kiril alfabesiyle yazılan röportaj ise şu şekilde;



                 “Ruslar tarafından XIX yüzyılın ikinci yarısında topraklarından çıkarılan  Kumuklar, Osmanlı İmparatorluğu, Türkiye Cumhuriyeti ve Suriye topraklarına göç etmiştir. Almanya’da yaşayan Kumykskogo kökenli Sosyolog Altan Altuntasha’ya göre, sadece Türkiye’de yaşayan Kumuklar yaklaşık 60.000 nüfusa sahiptir. Türk Kumuklar; ayrıca Almanya, Belçika ve diğer ülkelerde de daimi olarak ikamet etmektedirler.

               Türk toplumunun temsilcileri arasında, Kumuklardan birçok seçkin insanlar; bilim adamları, politikacılar, askeri ve diğer sanatçılar mevcuttur. Bunlardan en ünlüleri Ahmed Saip Kaplan ve Fahrettin Kırızlıoğlu’dur. Bu isimlerden en yenisi olan Türk yazar ve şair Kemal Oğuz, ricamızı kırmadı ve gazetemize bir röportaj vermeyi kabul etti. Kemal Oğuz, Türkiye’de Tokat ilinin Turhal ilçesine bağlı Ataköy’de 1963 yılında doğdu. Onun ataları, Dağıstan’ın Endirey bölgesinin yerlileri olarak Kafkas Savaşı sırasında Türkiye’ye taşındı. Kemal Oğuz Kumuk gelenekleri ile ve  Kumukça dili konuşarak büyüdü. Askeri lisede eğitim aldıktan sonra Anadolu Üniversitesi İktisat Fakültesi’nde okudu. Uzun bir süre profesyonel olarak orduda görev yaptı. Emekli olduktan sonra Samsun kentinde yerleşen ve yazarlıkla uğraşan Kemal Oğuz Türkçe ve Kumukça olarak nesir ve şiirler yazıyor. Şarkılar ve besteler yapıyor. Bu tür ayırt edici özellikleriyle öne çıkan yazarla söyleşimize başlıyoruz.

 

  — Söyleşiye başlayalım isterseniz. Size önce aileniz hakkında sorabilir miyim? Ailen hala hayatta mı? Kardeşlerin var mı? Ne yapıyorlar? Ailenizde bu tür konularla ilgilenen başka birisi var mı? Varsa hangi konuyla uğraşıyorlar?



                        — Babamın adı İbrahim. O ne yazık ki artık bizimle değil. Vefat etti. O da şiir ve Kumukça sarınlar yazarmış. Bu konuda yetenekli biriymiş. Homuzla çalınan şarkılar seslendirirmiş. Ancak ne yazık ki ben o günleri göremedim. Annem halen hayatta. Üç erkek ve iki kız kardeşim var . Kardeşlerimin hepsi evli. Bir kardeşim polis, bir kardeşim denizci. Biri ise belediyede çalışıyor. Bir oğlum ve bir kızım var. Oğlum işletme fakültesini bitirdi. Kızım İngilizce öğretmenliği okuyor. İlk romanım olan "Dördüncü Cemre"nin ana karakter ismi olan Cemre, kızımın da ismidir. 



             — Evet, güzel bir isim ve oldukça manalı. Romana ismini vermeniz de çok anlamlı. Konusu nedir bu romanın?

 


                     — Ebeveynler ve çocuklar arasında, özellikle de baba ve kızı arasında yaşanan manevi aşkın hikayesi diyebiliriz.

 

                      Anladım. Halka kendi yaşamınızı roman diliyle göstermek istiyorsunuz. Bu çok güzel. Diğer kitabınızdan da bahseder misiniz?


                  — Elbette. “Asker Gülmez Güldürür” adını verdiğim bu kitap, orduda geçen otuz yıllık hizmetim sırasında bizzat yaşadığım ya da yaşayan arkadaşlarımdan dinlediğim komik askerlik anılarından oluşuyor. Fıkra tadında gerçek askerlik anılarını bu kitapta topladım.

                — Bu kitabın adıyla kurulan bir Facebook grubu var. Genel olarak bu kitaptaki anıları ve karikatürleri paylaştığınız grubun yaklaşık yedi yüz üyesi var. Eğer bir sır değilse, orduda nasıl hizmet ettin ?

 

Bu elbette bir sır değil. Yaklaşık otuz yıl çalıştım orduda. Türkiye’nin değişik bölgelerinde ve rütbemin gereği olan her kademede görev yaptım. 2013 yılı nisan ayında da emekli oldum.



                  — Aile büyükleriniz ve akrabalarınız Türkiye’de ne kadar zamandır bulunuyorlar? 

              — Büyüklerimizin anlattığına göre, atalarımız Dağıstan’ın Endirey bölgesinde yaşamışlar. Dedemiz, Aksüyekler sülalesinden Hankeri Bey imiş. Kafkas Savaşı sırasında Türkiye’ye taşınarak devlet tarafından kendilerine tahsis edilen Tokat’a yerleşmişler.



            — Sizin Kumukça şiir yazdığınızı öğrendiğimde çok sevindim. Çünkü, sürgünün üstünden yüz elli yıl geçmesine rağmen, bizim insanımızın Kumukça dilini korumayı başardığını bilmek çok güzel bir duygu. Siz bunu nasıl başardınız? 

— Çocukluğumuzun geçtiği köyümüzde, büyüklerimiz evde Kumukça konuşurdu. Durum böyle olunca bizim için de Kumukça konuşmak bir zorunluluktu. Kendi kültürümüze olan bağlılığımız üst düzeyde idi. Bu unsurların en önemlisi de anavatanımızı bize bağlayan dilimizdi. Yaş kuşağı olarak bizim nesil, kendi kültürünü korumak için gayret gösteriyordu. Ama bu, daha önce olduğu kadar kolay değil artık . Çünkü nesil değişti ve kültürü korumak da zorlaştı. Her şeye rağmen yine de dil ve kültür sevgisini aşılamak için gayret gösteriyoruz.



                     — Bildiğiniz ve okuduğunuz Kumuk şairler var mı?

           — Yırçı Kazak’ın hayatını ve eserlerini yakından biliyorum. Kültürümüze hizmet eden en önemli karakter olduğunu söyleyebiliriz. Türkiye’de yaşayan Doç. Dr. Çetin Pekacar’ın Kumukça atasözlerini derlediği bir kitabı vardır.

 

                       — Köyünüzden olan ve diğer alanlarda ünlü insanlar var mı?



                 — Köyümüzün tahsil seviyesi oldukça yüksektir. Her meslekten yüksek mevkilere ulaşmış kişiler vardır. Doktor, mühendis, hakim, savcı, asker, polis, öğretmen  vs. devlet kademesinde ve özel sektörde her alanda çok sayıda insanımız mevcuttur. Bir çoğu eğitim veya çalışmak amacıyla yurt dışında ya da büyük şehirlerde yaşamaktadırlar. Köyümüz ise halen kendi kültürünü yaşatmaktadır. 

          Benim bundan hiç şüphem yok. Köyünüzde kaç kişi yaşıyor?

                  — Yerleşik olarak yaklaşık 200 kişi. Gençler şehire yerleşiyor. Köyümüz büyüyen bir köy değil.  



             — Diğer köylerde yaşayan Kumuklar ile bağlantınız var mı ?


 

                   — Evet, tabii ki. Türkiye’de 25 kadar Kumuk köyü vardır. İletişim kurmanın ötesinde akrabalık bağlarımız var. Birbirimizin düğünlerine gideriz.  Sosyal medya aracılığı ile bilgilerimizi paylaşırız. 



                          — Kumukların Türkiye’de algılanma ve kabullenilme durumu iyi mi? Kumuk kültürü ne aşamada?

                              — Sadece Kumuklar olarak değil, bütün Kafkasyalılara karşı son derece olumlu bir algı vardır. Hiç kimseden olumsuz bir söylem duyamazsınız. Kaldı ki, köken olarak farklı da olsa Kafkas halkları artık Türk’tür ve kendilerini öyle hissederler.  Kültürel temelde ise Kafkas kökenli olan bütün halkların ortak dansları “Çeçen”,  "Şeyh Şamil" ve “cafe” oyunlarıdır.



                     — Bu yıl sizin elli birinci doğum gününüz olduğunu öğrendim. Bu durumda şöyle bir soru sormak istiyorum; Size göre insanlar, yaşı ilerledikçe değişiyor ve gelişiyor mu? Bir de şiirlerinizin ilhamını nereden alıyorsunuz?

                    — Elbette değişiyor insanlar. Bunu kendim de yaşayarak öğrenmiş biriyim. Yıllar her insan gibi beni de olgunlaştırdı ve daha esnek yaptı. İlham konusuna gelince, tamamen Allah vergisi. Gece yarısı aklıma bir şey geliyor. İki satır yazdıktan sonra da arkası kendiliğinden geliyor.



                           — Sizinle konuşmak çok keyifli. Ben zaten çok neşeli biri olduğunuzu mizah eserlerinizden fark etmiştim. Sizce mizahın edebiyattaki önemi nedir?,

                        — Mizah her alanda çok önemlidir elbette. Türk edebiyatının gelişmesinde mizah çok büyük bir rol oynamıştır . Hayatın her alanında doğaçlama gelişen değişik espriler, insanımızın farklı bir mizah anlayışına sahip olmasını sağlamıştır. Bu gelişim ve değişim halen artarak devam etmektedir. 



       — Okuyucularımıza neler söylemek istersiniz? Okuyucularımıza yönelik herhangi bir soru ya da isteğiniz  varsa, gazetemiz aracılığıyla söyleyebilirsiniz.



                   — Ben genel olarak, tüm Dağıstanlıları ve özel olarak da Endirey halkını  en iyi dileklerimle selamlıyorum. Barış ve refah içerisinde yaşamalarını temenni ederek Türkiye’de yaşayan bütün Kumuklar adına da selam gönderiyorum. En yakın zamanda Dağıstan’a gelip, oradaki soydaşlarımızla tanışmak ve iletişim kurmak istiyorum. Bunu yapmak benim için büyük bir mutluluk kaynağı olacaktır. Ayrıca benim atalarımın soyu olan Aksüyekler sülalesi ve dedemiz Hankeri Bey’in akrabalarını bulabilmemin mümkün olup olmadığını öğrenmek istiyorum. Eğer mümkünse Endirey ve Aksüyekler sülalesi ile ilgili geçmişe ışık tutabilecek belgelere ulaşmak istiyorum.

                  -Bu güzel ve  ilginç konuşma için size teşekkür ederiz .

         — Ben de çok teşekkür ederim. Yüz elli yıl kadar sonra, sizin aracılığınızla anavatandaki soydaşlarımızla kurulan bu bağlantı çok güzeldi.

http://www.tokathaber.com.tr/yazar-oguz-un-dagistan-roportaji/1587/