Tarih’te Kumuklar

[…] Kıpçak unsurunun bir kısmı ötedenberi Edil’in batısında bulunmuştur. Oğuz destanında, Oğuz Han’ın batı seferinde iken Kıpçaklanrı Edil’in batэısında Yaman-Su adlı bir yerde yaşayıp, şimalde İt-Barak (Fin) kavimleri ile cenubda (Kafkasta’ki) Derbend’de hudud muhafızlığı etmek ile tavzif edildigi anlatılıyor. Bu rivayete göre bu saha, Kıpçak’ın «yurdu» idi ve oradaki kavimlerden vergi toplayıp Oguz Han’a göndermekle muvazzaftı. Kendisine de Indır-Tarığı adlı yerler has tımar olarak verilmiştir. Ben bu rivayetleri, Hazar’lara tabi kavimler hakkında Budapeşte Üniversitesinde verdiğim bir konferansta izah etmiştim[1]. Oğuznamenin zikrettiği bu mintakalarda Kipçak kabilelerinin Milad çağlarında yaşadığı, PLINIUS’un kayıtlarıyla teyid edilmektedir. Bu müellif, Kafkas daglarına yakın yerlerde birlikte yaşıyan iki kavim sıfatiyle «Camacs et Orans» yani Kemak’larla Uran’ları zikretmektedir [2]. Ayni müellif, Derbend kapısı hakkında: «Buna Kumana kapısı diyorlar» demiştir [3]. Buradaki Kamak’ın, o zamanlar Mave-rannehir’de yaşadığını ayni Plinius’tan öğrendiğimiz Kemak’ların bir batı kolu oldugundan şüphe etmeğe mahal yoktur. Bugün Başkurtlar arasında oymak halinde yaşıyan Uranlar[4], vaktiyle Horezmşahların Kanglı uruğundan toplanan ordusunun esasını teşkil ettiği gibi, başkaca da Kıpçak ve Kanglı’ların tarihte tanınmış bir boyu olmuştur.

Burada Kamak ile Oran’ın yanyana zikredilmesi, bilhassa dikkati çeker. Çünkü 12-18 inci asırlarda Uran’lar ile Kemak’lar Sırderya havzasında da beraber yaşıyorlardı. Derbend-kapısına «Kumanya Kapısı» denilmesi de ehemmiyetlidir; çünkü 554 yılında yazılan Süryani menbalarında, bu kapı yani Derbend geçidi hakkında: «Buna Türk-Kapısı diyorlar» denilmiştir [5]. Oguz destanının MÜNECCİMBAŞİ tarafIndan istifade olunan bir rivayetinde, Kumuk’lar, Oğuz Han zamanında Derbend’in muhafazasiyle memur edilen Kıpçakların bir boyu olarak zikredilmiştir, ki «Serir» sülalesi bunlardanmış; Sasanilerle münasebette bulunmuşlarmış [6]. Azerbaycan’da bu hususta bir takım rivayetler yaşamıştır. Bu rivayetler, Genceli şair NİZAMİ ile müfessir ve müverrih BAYDAVİ’nin eserlerine de aksetmiştir.

Baydavi’nin naklettiği rivayetlerde Nuşirvan, Hazar Hakanı Kakım ile sulh akdetmiş olmasına rağmen Derbend’i istila eden Kıpçaklar üzerine ordu sevkederek onların kuvvetini kırıp, itaate mecbur etti ve Derbend’i mamur eyledi denilmiş ve Nuşirvana tabi olup tahtı yanında yer tutan dört melikin birisi sıfatiyle de «Kıpçak-Meliki» zikredilmiştir [7]. Bu rivayetler Hazarlara tabi olan, bazan Sasanilere de itaat mecburiyetinde kalan, Kumuk’lara ait görünüyor. Kumuk’lar, bugün hakiki Kıpçak şivesini safiyetiyle muhafaza eden başlıca bir boydur. Bu Kumuk’lar, Azerbaycan ile Derbend Arapların idaresinde bulunduğu zaman dahi mevcuttu, ki kendilerinden Tarıh al-Bab va,l-Abvabın Arapça dahi bahsedilmektedir. İşte bu Kumuk Kipçak’larına Milad çağında “Kuman” denildiği gibi bazan “Türk” de denilmiştir […]

[1] Z.V.Togan. Volkerschatten de Chazarenreiches //KCsA,III, 65-6,76.

[2] Naturalis Historria, VI, 7.

[3] Yine oradaö Vı, 21.

[4] Руденко. Башкиры. СПб..1916.С.30.

[5] Marquart, Streifzuge, 15,56, 489.

[6] İslam Ansıklopedisi “Derbend “, “Dagıstan” maddeleri.

[7] Baydav’, N’zam al-Tavarikh, Nuruosman’ye, №3450, vr.67,73.