Kamil Güner
Rusya/Dağıstan
mensup olduğu bir milletin adıdır.
Tarih sayfalarından edindiğimiz bilgilere göre Türkiye Cumhuriyeti Türk tarih sahnesinde yer alan 121. devlettir. Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığı forsundaki 16 yıldız, tarihteki 16 büyük Türk imparatorluğunu, ortadaki güneş ise Türkiye Cumhuriyeti’ni simgeler. Bizım için: Kumuk, Balkar, Karaçay Türkleri yani Küzey Kafkasya Türkleri için çok önemlidir ki, bu Cumhurbaşkanlıgı forsundaki 16 yıldızın biri bizim Hazar ecdadlarımızın yıldızıdır.
Türkiye Cumhuriyeti, Sovyet Rusya’sı dağılıncaya kadar tek Türk Cumhuriyeti idi. 21. yüz yılın eşiğinde Azerbaycan, Küzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti, Kazakistan, Özbekistan, Kırgızistan ve Türkmenistan Cumhuriyetleri kurulmuştur.
Rusiya Birlgi’nin bünyesi’nde de Türk Ozerk Cumhuriyetleri — Tataristan, Başkortistan, Saha-Yakutiya,Çuvaşistan, Hakasya, Altay, Tuva bulunmaktadır.
Küzey Kafkaya’daki Dagıstan, Çeçenistan. İnguşetiya, Kabartı-Balkariya, Küzey Osetiya, Karaçay-Çerkesiya, Adıgey gibi özerk bölgeler çok eski zamanlardan beri Kumuk, Balkar, Karaçay, Nogay, Terekeme, ortak adıyla da Küzey Kafkaya Türkleri barındıran bir Ülkedir, Vatandır. Tarihi kaynakların melumatlarına göre Eski Çağlarda, yani milladdan sonra IV-XIII yy. bu ülkenin adı zaten Kafkas Gunniyası, Magna Bulgarıa, yani Ullu Bulgariya, Hazariya, Kumaniya ve hatta Türk ecdadlarımızın bu bölgede hakimlik sürmüş oldugu devirlerde Türkiya oldugu bep-bellidir.
Yenidünya düzeni ile beraber gözlediğimiz gelişmeler, tarihi oluşum, Türk kelimesini de yeniden hakiki ma’nasına kavuşturmaktadır. Gerçekten bugün, Türk denilince sadece Türkiye Türkleri değil, aynı kökten gelen, aynı dili veya bu dilin muhtelif lehçelerini ve ağızlarını konuşan, mevcut yedi bağımsız Türk Cumhuriyetinde ve birçok ülkede farklı statüler altında yaşayan 200 milyonluk bir millet, Türk Milleti anlaşılmaktadır.
Konumuz olan Atatürk ve Küzey Kafkasya Türkleri’nin inceledigimiz dönemin tarihine kısaça da olsa bakmalıyız. Bu gaye ile sizlere şunları anlatmak istiyorum.
Atatürk ve Küzey Kafkasya bölgesi halkları
Küzey Kafkasy bölgesi ‘küzey-güney’ jeopolitik, jeokültür ve lojistik açısından çok önemli asrılar boyu bir köprü vazifesi olan bölgedir.
Mustafa Kemal Paşa bunları iyi araştırmıştır. Bu coğrafî yakınlık, aynı zamanda bu bölgenin tarihî, demografik, kültürel vesiyasî gelişimlerini de belirlemiştir. Dolayısıyla Türkiye’nin, Kafkasya ve Kafkasya’daki ülke ve topluluklar ile ilişkilerini geliştirmesini ya da ilgilenmesini gerektiren bu yakınlık, aynı zamanda 1917 Rus Devrimi sonrası bölgede meydana gelen oluşumlar itibariyle gündeme gelen şartlar nedeniyle de daha fazla önem kazanmıştır.
Bu nedenle Kafkasya, Doğu Anadolu bölgesinin savunması ve güvenliğinin sağlanması, çoğu Türk ve Müslüman olan ve genel olarak Türkiye’ye yakınlık duyan bölge halkı ile sosyo-ekonomik ve politik ilişkiler kurulmasının teminedilmesi, avantajlar sağlayabilecek bilge oldugunu iyi anlamıştır.
Dagıstan , Küzey Kafkasya çok eskiden beri çok önemli Türk unsurlarını ve onlara akraba olan diger daglı kavimlerini içeren bir coğrafi bölgedir, bir vatandır, şimdi günümüzde Küzey Kafkasya dedigimiz Türkleri Rusiya Federasyonu içerisindeki Dagıstan. Çeçen, Osetya, Kabartı-Balkarya. Karaçay-Çerkes Cumhuriyetlerinde yaşamaktadır. Bugünkü umumi nüfusları — 1 millıon 79 bindir Eskiden XX. yüzyılın ilk çeyregine dek Küzey Kafakasyada Türkçenin, özelikle de Kumukçanın, çok önemli yeri vardı. Bu sebeplerle Dagıstana bir Türk Cumhuriyetine gibi bakmamız dogrudu. Meselen, Azerbaycan Demokratik Cumhuriyeti baçkanı Mehmet Emin Resülzade bu görüşü paylaşmaktaydı. Sayıları 15’e ulaşan daglı kavimleri arasında o dönemlerde en büyük kütleyi Türkler oluşturuyordu.
1917. de Rus Devrimi aşamasında kendı azatlıgı için ayaklanan Küzey ve Güney Kafkasya camıası içinde Azeri, Kumuk, Karaçay, Balkar, Noğay Türkleri ön safta bulunuyorlardı. Şunu da belıtmek istiyorum. Türklerin Küzey Kafkasyadaki önemi yalnız sayıları ile orantılı degildır. Çünkü onlar seviye ve uygarlık açısından halkın gelişmiş bir bölümünü oluştururmuştur ve Türk Dünyasını Türk uygarlıgını nı bir ayrlmaz parçasıdır. Avrupa kültürü ile daha evvel (XVI. asırlardan beri) temasa gelmiş olan ve Dagıstan kabilelerinden digerlerine nisbetle daha evvel ve büyük ölçüde aydınlnar grubu ve devlet adamları yetiştiren Azeri, Kumuk, Karaçay, Balkar,Noğay Türkleri Kafkas Ellerinde ve onların çevrelerinde öncü bir rol oynamıilardır.
Türkiye, gerek Osmanlı döneminde, gerek Atatürk, Cumhuriyet zamanında bunlarla ilişki kurma konusunda isteksiz kalmamıştır.
Bilıyorsunuz ki, 1917. de Rus Devriminden sonra kendı azatlıgı için ayaklanan Küzey ve Güney Kafkasya Türkleri ve onlara akraba olan daglı kavimleri Türkiye devletiyle yogun şekillerde tamasa kurmuştular hatta kendilererinin Milli Mucadele savaşlarında onun destegin almıştılar ve kendileri de Türkiye Türklerıne desetekde olmuşlardır.
Osmanlı Türk ordusu bu mucadele savaşlara katılmıştı. Bakü, Derbent, İnjikale (Port-Petrovski) şehirleri 1918.de Türk ordusu tarafından büyük insani kayıblarla azad edilmişti. Küzey Kafkasya Türkleri ve onlara akraba olan diger daglı kavimleri kendi istiklalleri uğrunda şehid düşen kahraman Mehmetçikleri hiç bir zaman unutmayacaktır
Ama şunları da söyleyelim. Türkiye Cumhuriyeti’nin, Ulusal Kurtuluş Savaşı sonrasında ilk büyük dostu, hiç kuşkusuz Sovyetler Birligi olmuştu. Hatta bu dostluk ve Sovyetlerin Türkiye’ye yardımı Ulusal Kurtuluş Savaşı içinde başlamış ve farklı ideolojik yaklaşım içinde olmalarına karşın, ‘ortak düşmana’ karşı mücadele, bir dostluk gelişmişti. Hatta Lozan barış görüşmelerinde Bogazlar sorunu görüşülürken konferansa katılan Sovyet temsilcileri (onların arasında Kumuk Türkü Celal Korkmas rusca takma adıyla Melioranski), Ankara’yı kayıtsız şartsız desteklemişlerdi.
1920’li yıllar, hem Türkiye için, hem de Sovyetler birligi için çok zor yıllardı. Bü iki ülke, iki devlet bir birine muhtacdı. Ve ortak sorunlar, iki devlet arasındaki ilişkileri geliştiryordi. Bu ilişkiler, 20 yıl süreli bir dostluk ve saldırmazlık paktı ile pekiştirilmişti. Bu ilişkilerin geliştirilmesinde de Küzey Kafkasya Türkleri’nin önderi ve Lenin’in elçisi Celal Korkmas’ın büyük katkısı vardı. Bazı kaynaklara göre bu dönemde Celal Korkmas’ ın Mustafa Kemal ile has temas aralıklarda bulunmuştur.
Türk Dünyasının Büyük Önderi Musrafa Kemal Paşa Küzey Kafkasya Türkleri ve onlara akraba olan daglı kavimlerin durumları ve kismetleri ile yakından ilgilenmiştir. Ötesi yönden Milli Kurtuluş Savaşının yıllarında Mustafa Kemal Paşanın yanında çok sayıda Kuzey Kafkasyalılar da bulunyordu. Onların ön saflarında Atatürkün silah ve fikir arkadaşı Milli Mücadele Kahramanlarından Baha Sait Beyi de görüyüruz .(Biga 1882 – İstanbul 16 Ekim 1939). O Kumuk Türklerindendir. Baha Sait Bey, Kurtuluş Savaşı sırasında İstanbul’dan Anadolu’ya cephane ve milli mücadeleci kaçırılması, milli mücadele aleyhindeki plan ve yazışmaların öğrenilip Ankara’ya bildirilmesini sağlayan Karakol Cemiyeti’nin kurucularındandır. Ve Karakol Cemiyeti adına Bolşeviklerle anlaşma imzalamıştı.
Bir daha bir örnegi getirelim. 1920 yılında, Mustafa Kemal ( Atatürk ) ADT Başkanı Wilson’un doktrini ana makalelerin belirlemek için Kafkasya’ya kendi özel elçisi Mustafa Butbayı gönderdmişti. Dağıstana gelmişken Butbay Celal Korkmasla bir araya geliyor ve muzakereler yapıyor. Bu seferinden sonra, Butbay Mustafa Atatürk’e yazdıgı raporunda Celal Korkmas Küzey Kafkasyada en önemli lider olduğunu yazmıştır.
Ama şunu da söylememiz gerekiyor. Yukarideki bilgilerimizden anlaşıldıgı gibi Celal Korkmas Rusiya ve Türkiye ilişkilernde de çok önemli bir şehsiyetti. Celal Korkmas 1921-1931 yıllarında Dagıstan Respublikasının ilk devlet başkani iken, Dağıstan ilk gerçek dünya ve Türkiye’ye açılan Rusya binyesindeki ilk ülkedir. Mustafa Kemal Paşa, 1920 yılda Küzey Kafkasya da ilk olarak Dagistan Cumhuriyeti ilan edilince Lenin ve Celal Korkmas adına tebrikleriyle radyo mesaj gönderen Türk liderlerindendir. O mesajında Türk lideri Leninin Türk-muselman halklarına ilgili uygulamakta olan milli polıtikaların övmektedrdir.
Evet. 1923-1930 yıllar dönemi hem Küzey Kafkasya Tirkleri: hem de tim Rusya Türkleri her ne yöndren de avntajlı dönemdi. Rusya ve Türkiye devletleri barış ve kardaşlık ortamda bir birine baglıydı.
Türkiye Cumhuriyeti, bir milli demokratik devlet türünün ilk örnegi olan bir devrim modeli ile tarih sahnesine çıkan ve büyük önderi Mustafa Kemal’ın ifadesi ile, ‘Mazlum milletlere işık tutan’, laık ve çagdaş bir devlet oluşturmayı başarabilmiştir.
Eger Türkiye Osmalı döneminden beri Dış Türkler tarafından tek Türk-İslam devleti olarak kabül edilmişti. Atatürk zamanından başlıyarak ise Türkiye Cumhuriyeti Kafkasya Türkleri için bir örnek ülke haline gelmişti.
Atatürk, Türk dili ve Kafkasya Türkleri’ndeki yankılar
Atatürk’ün en önemli reformlardan biri Türk Diline lgiliydi: Türk Dilin eski terimlerden temizleyerek zenginleşdirmek ve çaglaşdırmak idi. Bu açıdan en güvenilir kaynaklardan biri olarak Türk şiveleri kabul ediliyordu.. Meselen, belli olduğu gibi Türkiye Türkçesine Atatürkün dil reformusunu yolunda Kumuk. Balkar,Karaçay, Karay Türkleri şivelerinden 600-800 kelime alınmıştı.
Atatürk’ün bu dil ve alfabe alanındaki reformları Küzey Kafkasyada da kendilerine takipçlerin, yandasşların bulmuştur. Kumuk Türklerinden olan Celal Korkmas’ı Atatürk’ün Dağıstandaki ve Rusiyadaki fikirdaşı gibi tarif etmek mümkündür, çünkü onun da milli felsefesinin temelinde, vatanındaki Türk toplumların çağdaş medeniyet seviyesinin ön safına çıkarma amacı yer alıyordu. Onun da Rus Devriminin evvelindeki temel davası geniş anlamında Türkçe’yi, edebiyat dili, okul egitim dili yapmaktı dolayısıyla Türk kültür ve kimliğini Dağıstanda ve Küzey Kafkasyada oluşturmaktı. Bu çabaları da neticesiz kalmamıştı. Çünkü Küzey Kafkasyada 1918.de vuku bulan milli kurultaylarında da Kumuk Türkçesi bütün Küzey Kafkasya için birleştiriçi ortak bir dil olarak kabul edilmişti. 1923 te ise Türk Dili Dagıstan Cumhuriyetinde devlet dili ilan edilmişti. Yeni Türk Alfebesi’nin Dagıstan da ve tüm Sovyetler Birliginde gerçekleşmesinde de Celal’ın büyük rolü vardır. Malesef, 1937’de Stalin’in cinai siyasi rejiminin kurbanıdır. Pantürkist diye yalandan suçlandırılıp Stalin’in emriyle idam edilmiştir.
Buna ilgili ünlü profesorümüz Bekür Çobanzade’nin sözerin getirelim. Onun ifadesiyle, bu tesadüf işi degildir : " Dağıstan ve diger Kuzey Kafkasya Cumhuriyetlerinde Türkçe Devlet dili olarak tanıtımı * etrafındaki ülkelerinde çoğunluğu birleştiren parlak bir gelecegi müjdelemektedir”
Gerçekten, o dönemde Dagıstan Küzey Kafkasyada her yönden bir lıder ülke olmuştu ve onun çerçevesinde diger cumhuriyetleri de birleşmişti. Bu egilimleri hesaba alarak ünlü proffesor Bekir Çobanzade o dönemdeki Kumuk Türkçesi’nin Kuzey Kafkasyadaki birleştitici rolü hakında yazmıştır ki eger böyle bir gelişme uzatılabılırse parlak gelecegi hazırlıyacaktı ve bu bölgede tümu türkçe konuşan yenı bir siyasi millet yaratılmak mümkündü.
Buna ilgili belirtelim ki Kafkaslarda birinci Türk Üniversitesi ilk olarak Dagıstanını baş şehri Temir-Han-Şurada 1917 de açıldıgı bir tesadüf eseri sayılmaz. Birinci Türk dergisi TanÇolpan ve Musavat, Zaman gazeteleri Kumuk Türkçesinde 1917.yılınnın nisan ayında neşredile başlamıştır. Şimdi kendim edüyörlügü yaptıgım Yoldaş gazetesi de o dönemdeki Türk Uyanışının bir ürünüdür.
Sonuç
Sonuç olarak şunu da söyleyelim ki, Dünya Türklüğünün lideri olan Türkiye Cumhuriyeti 21. yüz yılın ilk çeyreginde, Küzey Kafkasya Türkleri’nin gururunu ve güven duygusunu daha da artırmaktadır. Eğitim, kültür, sanayi, ekonomi, siyasi ve askeri alanlarda daha da ileriye giderek Kendilerini, iki binli yıllara damgasını vuracak TÜRK DÜNYASININ ayrılmaz parçası olarak gören Küzey Kafkasya Türkleri hayat için haklı davasında kardeşlik ve dayanışma duyguları içinde her zaman ve her yerde, hangi şartlarda olursa olsun yok olmayacak ve varlığını sürdürecektir.
Faydalandırılan materialler
(kaynakça)
Абдуллаев. Великий дагестанец // ЁЛДАШ «Времена». "Великий дагестанец" | Выпуск № 39 (14023)
Aliyev K. Kumukların Tarihi ve Günümüzdeki Sorunları // Avrasya Etüdleri. Ankara. 1995.№2.
Алиев К. Общественно-политический деятель и интеллектуал XX века: Ахмед Саип Каплан // КНКО: Вести. Вып. № 6-7, 2001, Махачкала.
Алиев К. Тайны биографии Джелала Коркмасова // Сб. Дж. Коркмасов: выдающийся государственный и общественный деятель Росси и и Дагестана. Материалы конференции. Махачкала. 2009.
Алиев K. Как турки в 1918 г. освобождали Порт-Петровск(по турецким источникам и воспоминаниям очевидцев) // «Времена» — газета в газете «Ёлдаш», 09.11.2012 г.
Алиев К. Мы открылись… Турции! (Об исторических связях между Дагестаном и Турцией, начавшихся более 500 лет назад) // "Ёлдаш/Времена" от 16,23,30 марта 2012 и от 16,23,30 марта 2012
Алиев К. Баха Саид Бей Дагестанлы. Кумыкский энциклопедический словарь. Махачкала. 2012. С.74-74.
Дж. Коркмасов: выдающийся государственный и общественный деятель Росси и и Дагестана. Материалы конференции. Махачкала. 2009.
Dr. Kamil Güner. Türk Dili ve Kültürünün Kafkaslardakı Tarihı rolü — II Uluslararası Türk Kültürü Kurultayı. Fethiye. 03-05 Aralık. 2009. Ankara. 2009. S.37-40.
Dr. Fethî Tevetoğlu: Türkiye’de Sosyalist ve Komünist Faaliyetler (1910 – 1960), Ankara 1967, s. 282.
DR. FETHÎ TEVETOĞLU.Milli Mücadele Kahramanlarından Baha Sait Bey (Biga 1882 – İstanbul 16 Ekim 1939) Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi. Sayı 16 Cilt: VI, Kasım 1989.
Кипкеева З.Б. Карачаево-балкарская диаспора в Турции Ставрополь, 2001.
Кипкеева З.Б. О карачаево-балкарской диаспоре в Турции // Этнические проблемы современности: Матер, науч. конф./ Отв. ред. Шаповалов В. А.Ставрополь, 1999. Вып.4. — С. 111-119.
Küzey Kafkasya. Hürriyet ve İstiklal Davasi Ankara. 1961.S.76.
Новицкий И. Я. Управление этнополитикой Северного Кавказа. — Краснодар, 2011.
Rusya ve Türkiye ilişkilerinde o isim çok önemliydi // www.odatv.com
Профессор Б. Чобан-Заде. Предварительное сообщение о кумыкском наречии. Положение кумыкского наречия среди других тюрко-татарских наречий (Доклад, зачитанный на заседании Лингвистической комиссии Общества 20.XI.1925 г.)