BİR GÖÇÜN İKİ HİKÂYESİ: HAYRETTİN KÖYÜ VE HÜZÜN ÇİÇEĞİ TERS LALE

Öncelikle bu göçün ilk yıllarına uzanalım. Yıl 1878… Bulgaristan’ın Deli Orman bölgesinden bir Türk kafilesi yola çıkar, son durakları Denizli-Bozkurt ilçesi Hayretin köyü olacaktır. Yıllarca doğup büyüdükleri, vatan bildikleri Deli ormandan, içleri sızlayarak gözleri yaşlı bin bir çile ile ana yurda gelen Türk muhacirler, arkalarında evlerini, arazilerini ve atalarının mezarlarını bırakarak gelirler ama yanlarında getirdikleri arasında bir şey daha vardır ki o şey, bu köyün ve bu göçün simgesi olacaktır yıllarca: Ters lale soğanları…

Öğrendiğimize göre 1878 yılında Denizli’ye gelen bu kafile, rakımı 1400 metre olan beşparmak ve maymun dağının birleştiği bir yaylaya yerleştirilirler. İlk zamanlar burada yaşamak zor gelir muhacirlere, ama çalışkanlıkları sayesinde kısa zamanda bu zorluğun üstesinden de geleceklerdir. Artık yerli köylü olmanın vakti gelmiştir. Göçmenliğin bıraktığı tortuları kısa sürede umuda dönüştürüverirler. Yaşama dört elle

sarılan köylü, yeniden bir köy kurarlar: Hayrettin köyünü… Göç ederken yanlarında getirdikleri ters lale soğanlarını köylüler, evlerinin önündeki avlulara dikerler. Bu dikim işi, kuşaklar boyu sürer gider. Bu ters lale aşkı ve geldikleri ata yurdu, gönüllerinden hiç gitmez bu çiçek sayesinde.. O zamandan beri köyde doğal olarak her evin bahçesinde ters lale yetişir durur.    

Köyün sakinleri, Balkanlardan göçüp gelen atalarından öğrendikleri Hayrettin’in bir diğer kuruluş öyküsünü şöyle anlatırlar: Balkanlardan muhacirlerden bazıları, Abdülhamit’in veziri Cezayirli Hayrettin Paşa’nın talimatıyla aradıkları yurdu bulmak için yola koyulurlar. Bir rivayete göre daha önce bulundukları yerlerde karşılaştıkları bir askerin gösterdiği memlekete yönelirler. Aceleleri hiç yoktur, aşınadırlar bu topraklara… Kendilerine mesken edecekleri diyarı yavaş yavaş ararlar. Önceleri tam iki yıl Denizli’nin Baklan İlçesinin Boğaziçi kasabasında kalmaları da bu yüzdendir. Uzun arayışlar sonrasında şimdilerde yaşadıkları yaylayı bulacaklardır. Vefa borcunu ödemek için de köyün adını Hayrettin koyacaklardır.[1] Önce muhacirler, sonra ise ters lale bu yaylayı ve bu köyü yurt edinecektir kendine….

Merak edenler için köyde “Tuşaya” olarak da adlandırılan ters lale bitkisi hakkında kısaca bilgi verelim:


Ters lale bitkisi yüksek ve serin yerleri sevmekte ve boyu 50-60 santimetreyi bulmaktadır. Her dalında 4 lalenin ters büyüdüğü doğa harikası bu çiçek, ilkbaharda erken açıp 1,5 ay içinde bitmektedir.   göre anavatanı Batı Asya olan bu çiçek,  İran-Turan bitki coğrafya bölgesi kökenli olup Dünyada Güneydoğu Anadolu ile İran, Kuzey Irak, Afganistan ve Kaşmir’de 1.200-2.500 m. yüksekliklerde yayılış göstermektedir. Ülkemizde ise doğal olarak Bitlis, Hakkâri, Siirt, Van ve çevrelerinde yetişmektedir. Ters lale üzerine 8 yıldan beri araştırmalar yapan Van Y.Y.Ü. Gevaş M.Y.O. Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Şevket Alp, ters lalenin aslında bir Anadolu kültürü olduğunu ileri sürerek geçmişte bu lalelerin Müslümanlar tarafından kullanıldığını belirtir. Yrd. Doç. Dr. Alp, bu konuda şu açıklamayı getirmektedir:

“Hem kutsallık, hem de kültür motifi açısından önemli bir yere sahip olan ters lale, Anadolu’dan 16. yüzyılda Fransız bir botanikçi tarafından batıya götürüldü. Batılılar, kendi kültürlerini oluşturup efsaneler üretti. Ters lalenin Hazreti İsa çarmıha gerildiğinde ağlayıp hüzünlendiği için boynunu büktüğü ve ağladığı söyleniyor. Ama gün geçtikçe bunun bir Anadolu motifi olduğunu görüyoruz. Eski köy ve mezarlıklarda ters lale var. Anadolu, çok eskiden beri bunu genellikle mezarlıklarda hüzün çiçeği olarak kullanmış. Çünkü boynunu büktüğü ve nektarları döküldüğü için ‘ağlayan lale’ olarak da adlandırılıyor. Sevdikleri öldüğünde yakınları mezara ters lale dikerek hüzünlerini böyle paylaşmışlar. Van’ın ve Hakkâri’nin birçok mezarlığında ters laleyi görmek mümkün. Ters lalenin değişik tonlarda renkleri var. Müslümanlıkta Müezzinler mahfilinin camiinin tam ortasına inşa edilmesi ve boyutlarının 6×6 olması, kabeyi; 12 ayak üzerine oturtulması, 12 imamı; altındaki şadırvan ilmi ledün suyunu; ters lale motifi ise İnsan-ı Kâmili çağrıştırmaktadır. İşlenen ters lale motifinde, lale bitkisinin 4 yaprağı vardır ve lalenin kökleri yukarıdadır. 4 yapraklı olup da kökleri üst tarafta bulunan canlı, insandır. İnsanın 4 yaprağı vardır: 2 el + 2 bacak ve insanın yaşamını sağlayan kökleri de üst tarafta yani başında bulunur ki bu da beynidir. Kökleri ve soğanı arşda; çiçeği ve meyveleri ise arzda olan lâle, İnsan-ı Kâmildir. “Secdeye varmış ‘insan’dır.” 

Dinsel ve kültürel öneme sahip ters lalenin günümüzde yetişme alanlarının sınırlı olması ekonomik değerini daha da artırmaktadır. Günümüzde birçok proje ile bu bitki hem yaygınlaştırılmakta hem de köylü için ekonomik bir kazanç kaynağına dönüştürülmektedir. İşte bu projelerden biri de Gıda, Tarım ve Hayvancılık İl Müdürlüğü ile Bozkurt Kaymakamlığının ortaklaşa yürüttüğü proje… Mevcut tarımsal alanın azlığı ve üretilen ürünlerden fazla bir gelir elde edilememesinden dolayı Hayrettin köyü ne yazık ki sürekli göç vermektedir. Bu nedenle köyde yaşlı nüfus daha fazladır. Köy halkı tarafından çok sevilmesinin yanında ters lale bitkisinin diğer tarla ürünlerine göre daha az işgücü gerektirmesi ve birim alandan daha fazla gelir getirmesi projenin katkı değerini ayrıca arttırmaktadır. Bu proje sayesinde umuyoruz ki ileriki yıllarda köyün sosyo ekonomik yapısında önemli gelişmeler sağlanır. Son yıllarda ülkemizdeki birçok belediyenin, kentin rekreasyon alanlarında görsellik, renk ve güzellik elemanı olarak soğanlı bitkileri (Kral Lalesi, Hakkari Lalesi, Şemdinli Lalesi, Ağlayan Gelin) özellikle de laleleri tercih etmesi buna benzer proje girişimleri daha cazip hale getirmektedir. Bu laleler arasında uzun çiçek sapı, bir kaide etrafında düzgün olarak dağılmış 3-8 adet ters dönmüş şekildeki çiçek yapısıyla en dikkat çekici tür olarak görülen ters lale,  rekreasyon alanlarının da popüler gözdesi konumundadır.

Bu hafta sonu sözünü ettiğimiz proje kapsamında proje ortaklarından Bozkurt Kaymakamlığı’nın davetiyle DOSEV olarak ters lale soğanlarının Hayrettin köyünde toprakla buluşturulma etkinliğine katıldık. Bu arada ektiğimiz ters lale soğanlarının, aynı projenin bir diğer ortağı Gıda, Tarım ve Hayvancılık İl Müdürlüğü tarafından Adıyaman’dan getirtildiğini de ayrıca ekleyelim. Ümit ediyoruz ki bu köyün çehresini güzelleştiren Tuşaya, köylünün yaşam kalitesi için de bir zenginlik kaynağı olur. Bir zamanlar muhacirlerin yanında getirdiği bu ters lale, ileriki yıllarda göçü tersine çevirir belki de kim bilir.

Авторизация
*
*
Регистрация
*
*
*
Согласны с условиями сайта?
Генерация пароля